21 Kasım 2010 Pazar

Arabesk

Arabesk müziği 1960'larda istanbulda ortaya çıkmaya başladı. Arabesk kelimesi önceleri türk sanat müziğinin hafif versiyonlarını mısır müziği ile harmanlayarak veren Suat Sayın'ın yaptığı müzik için kullanılırken daha sonra kitleleri etkisi altına alan bir müzik türüne dönüşüp uzun bir kuşağa damgasını vurdu.
Samsundan göç etmiş bir ailenin oğlu olan Orhan gencebay ise bu müziğin ilk büyük temsilcisidir. 1968 de bestelediği ''Bir teselli ver'' ve ''Hatasız kul olmaz'' şarkıları ile müzik dünyasının starı haline geldi. Gencebay şarkılarında daha çok gecekondu halkı veya varoş diye tabir edilen kenar mahalle insanına  hitap ediyordu. Göç edenler, ezilenler ve düşük ücretle çalışanlar bu müzikte adeta kendini buldu. Şarkılarda yoğun bir aşk teması vardır.
Sen, ben ve biz kavramları etrafında anlatılan aşk daha çok acı çekmekle bütünleşmiş durumdadır. 70lerle birlikte kaset sanayinin büyümesine paralel olarak arabesk müziği de piyasasını genişletti. Resmi kurumlarca reddedilmesine rağmen arabesk müzik sokaklarda, işportalarda, minibüs ve taksilerde en popüler müziklerin başında geliyordu.
80'li yıllarda arabeskin siyasal değeri ve dar gelirli halkın üzerindeki etkisinin farkına varan Turgut özal bu konularda araştırmalar yapmış ve bunda da büyük başarı sağlamıştır. Arabesk müziğe bizzat ilgi duyan özal daha sonra arabeskin üzerindeki devlet baskısını da ortadan kaldırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder